Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

9 Mart 2013 Cumartesi

Tesirsiz Parçalar 194-196..

194.
Kadın haklıydı. Adam aşık. Kadın kızgındı. Adam pişman. Anlatamamanın imkansız incelikteki engeline öyle takılıp kalmıştı ki adam, kadın sustu sitemsiz, o bekledi çaresiz... Kadın mağdurdu. Adam mağrur. Sonra gece oldu. Zaten ne olursa olsun bir şekilde gece olur. Adam tek bir güzel sözle bütün yanlış anlamaları sağaltacak. Umurunda değil adamın haklı olmak ya da olmamak. Adam sadece seviyor. Adam bekliyor. Çaresiz. Kadın... Bilmiyor adam. Adam aşık. Kadın da ihtimal.. Beklemekle ilgili bir sürü güzel laf geliyor adamın aklına. Utanıyor ama, yazamıyor hiçbirini. Sadece bekliyor. Mahçup. Beklentisiz affın gölgesine sığınıp bekliyor. Kadın haklı. Adam aşık..


195.
Ne çok hüzün var sahi.. Sabahtan başlıyoruz hüzünlenmeye, koca gün yetmiyor. Ertesi güne devrediyoruz bazı hüzünleri..


196.
Sesinde bir kırıklık olur bazen. O kırıklık yüzlerce kilometre uzaktan bana kadar gelir. Öyle zamanlarda ne yapacağımı bilemem. Eğer bir şeyler söylersem belki daha kötü olur diye korkarım. Sonra sen o suskunluğu yanlış anlarsın. Daha fazla uzatmadan kapatırız. Sen uyumaya gidersin. Ama benim aklım sende kalır. Kapatır kapatmaz özlemeye başlarım. Kapatır kapatmaz aramak isterim seni. Yapamam. Duvarlar üzerime gelir gibi olur. Evden dışarı atarım kendimi. Nereye gideceğimi bilemem. Bayiden iki tane kırmızı tuborg alıp parka sığınırım. Ne çok park var buralarda sahi. Sanılanın aksine, bir yerlerdeki park sayısıyla o yerlerin mutsuz insanlarının sayısı arasında sosyolojik izaha muhtaç bir ilişki var bence. Park deyince neşeli, cıvıl cıvıl yerler geliyor insanların aklına. Öyle değil halbuki. Gündüzleri çocukların, gizli gizli sigara içen öğrencilerin ve yaşlılarındır park. Geceleri ise üzgünlerin.. Bazı geceler o kadar ıslak olur ki etraf, bu ıslaklık sadece yağmurla açıklanamaz. Geceleri çam ağaçları da ağlıyor galiba. Islak çimler, ıslak çöpler, ıslak çam iğneleri, ıslak banklar, ıslak.. Her şey ıslaktır. Umursamadan banklardan birinin kenarına ilişirim. Açarım kırmızı tuborg'u. İyi gelir ilk yudum. Her şey yoluna girecekmiş gibi hissederim birden. İşte en çok o zaman aramak isterim seni. Ama geç olmuştur. Uyandırmaktan korkar arayamam.. Gülümseyerek seni düşünürüm sonra.. Biraları bitirip eve dönerken üzüntü ve mutluluğun aslında ne kadar da iç içe olduğunu bir kez daha hatırlarım şaşarak. Sonra uzanır, hayalimdeki gölgene sarılır tüm bunları sana fısıltıyla anlatırım. O an duymazsın belki sesimi. Ama gece melekleri daha sonra iletmek için sana bunları, söylediğim her şeyi kaydederler..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder