Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

27 Temmuz 2010 Salı

Çok Satmayan "Yaz Okuma" Rehberim..

* Leyla Erbil - Mektup Aşkları : Birbirleriyle aynı kişide kesişen hayatların sadece mektuplarla açığa çıkan büyük trajedisi. Yazılmasının üzerinden epey zaman geçen ve nedense ıskalanan bu kitap post-modern edebiyatımızın en güçlü yazarlarından Leyla Erbil'in olgunluk dönemi eseri olarak nitelenebilir. Tek ilkesi ikiyüzlülük olan bir toplumda ahlaklı olabilmek mümkün müdür? sorusuna yanıt arayan Erbil, mektuplarla birlikte akan hikayede derin sorgulamalar yapmamıza da vesile olmakta. Mutlu bir beraberliği olanlar bu kitaptan uzak dursun, çünkü aşk denen şeyi de ciddi ciddi sorgulatmakta insana..

*Albert Cossery - Tanrının Unuttuğu İnsanlar : 1900'ların başında doğan Cossery Mısır edebiyatının en özgün ve marjinal yazarlarının başında gelmektedir.Ülkemizde pek tanınmamakla birlikte (nedense hiç şaşırmadım)özellikle A.Camus gibi varoluşçuları derinden etkilrmiştir. Bu küçük hikaye kitabında ülkesinin üzerine çöken pesimizm ve sefaletle hesaplaşan Cossery gelenekle modern arasında sıkışan "her çağın insanı" nın da profilini çizmektedir. Yeni ve rahatsız edici yazarlarla tanışmak isteyenlere..

*Y.Hakan Erdem - Kitabı-ı Duvduvani : Tarihi fantastik mizahi aşk bilim kurgusu.. Bütün türleri harmanlayan Erdem bir taraftan Ecovari bir tavırla genel kültür şovu yaparken bir taratan da dille ve bizle dalgasını geçiyor. Özellikle gotik eğlenceden hoşlananlara..

*Peter Ackroyd - Oscar Wilde'nin Son Vasiyeti : Gelmiş geçmiş en büyük edebiyatçılardan olan Wilde'nin sıradışı hayatının sıradışı bir başka yazar tarafından kaleme alındığı bir baş yapıt. Paris'teki bir otel odasında, yalnızlık ve çaresizlik içinde ölen ünlü yazara ilgi duyan ya da tanışmak isteyen herkes için bulunmaz bir başlangıç fırsatı. Eğer hiç Oscar Wilde kitabı okumadıysanız onun dünyasına girebilmek için daha iyi bir seçenek bulamazsınız.Ayrıca tamamen özel bir nedenden dolayı bir süredir en sevdiğim kitap olmuş durumdadır kendisi. Gerçek tutunamayanlar için samimi bir yol arkadaşı..

*Ferenc Molnar - Pal Sokağı Çocukları : Üzerimde en büyük etkisi olan kitap. İlk okuduğum kitap. Kolumu kırdığımda evde yatarken babamın kitapçıda rasgele görüp aldığı bu kitapla birlikte başladı kitaplarla oynadığım büyülü oyun. Geçenlerde tekrar aldım elime. Uzun yıllar cesaret edememiştim büyü bozulur diye. Bıraktığım yerde duruyor sanki.. İlk kahramanım,Nemeczek. Ve ilk okuduğumda düşündüğüm şeyi kitabı bitirdiğimde tekrar düşünmeye başladım. Dünyanın bütün çocukları Pal Sokağı'ndandır. Masumiyeti yeniden hatırlamak isteyenlere..

*Franz Kafka - Babaya Mektup : Kafka üzerine fazla bir şey yazmaya gerek yok herhalde. Şunu söylemek yeterli sanırım, eğer dostu vasiyetine uyup bütün yazdıklarını ölümünden sonra yaksaydı dünya edebiyatı hiç tamamlanamayacak bir eksiklikle baş başa kalacaktı. Diğer kitaplarının gölgesinde kalmış Babaya Mektup, yazarın kendisi,çocukluğu ve bilinç altıyla girdiği amansız hesaplaşmanın dışavurumu olarak okunabilir.Yazarlık serüveninin izlerini de takip etmek mümkün. Dava, Şato v.s gibi kitaplarıyla birlikte Kafka külliyatının vaz geçilmez eserlerinden biri. Has edebiyat severlere..

* Chuck Palahniuk - Çarpışma Partisi : Yeni çıkan kitapları tavsiye etmekte pek acele etmemekle birlikte söz konusu olan Palahniuk olduğunda durum değişir tabi ki. Özellikle Fight Clup' la birlikte anti-konformizmi hepimizin gözüne sokan ve bireyin kendine yabancılaşmasının modernizmin en büyük problemi olduğunu her fırsatta dillendiren usta son kitabında da yine benzer bir eleştiriye koyulmuş. "İnsanların sıradan hayatlarınadaki günlük tecrübelerine gizlenmiş aşırılıklar öyle açık, net ve sansürsüz anlatılıyor ki zaman zaman utanacak, iğrenecek ve dehşete düşeceksiniz. Ama sonunda her zamanki gibi aklın sınırlarını zorlayan bir yazarı okumanın verdiği mutlulukla hınzır bir gülümseme yayılacak yüzünüze." Rahatsız olmaktan hoşlananlara..

* Charles Bukowski - Ekmek Arası : Rahatsız edici bir başka yazar daha. Yazdıkları ve yaşadıklarıyla dibe vurmanın en somut kanıtı olan Bukowski aslında çoğumuzun zaman zaman içinden geçirdiklerini hiçbir sansüre başvurmadan düşünüğü gibi yazabilen belki de en özgün yazar. Edebiyatçıların kafasını bu kadar karıştıran başka yazar olmamıştır sanırım. Bir kısmı onu ve yazdıklarını tam bir pislik olarak nitelerken ciddi bir kısmı da onu Amerikanın en büyük dehalarından biri olarak görmekte. okuyun ve karar verin.. "İlgi duymuyordum, hiçbir şeye ilgi duymuyordum. Nasıl kaçabileceğime dair hiçbir fikrim yoktu. Diğerleri yaşamdan tat alıyorlardı hiç olmazsa. Benim anlamadığım bir şeyi anlamışlardı sanki. Bende bir eksiklik vardı belki de. Mümkündü.Sık sık aşağılık duygusuna kapılırdım. Gidecek yerim yoktu ama. İntihar ? Tanrım, çaba gerektiriyordu. Beş yıl uyumak istiyordum ama izin vermezlerdi." Yaşadığı hayatı boktan bulanlar için..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder